28 Eylül 2010 Salı

Bayram Kaçamağı

Alper doğduğundan beri bir ilk defa bir bayramda büyüklerimizin ellerinden öpemedik.Yine son gün gidelim mi? gidelim...diyerek arife günü Altınoluk'a gitmeye karar verdik.

Bu sefer evde bizi bekleyen yok, Alper şaşkın, e Babaannem nerde anne??

Güneş kararınca hava soğusa da gündüz çok güzel şansımıza.İlk günü yazlıkta geçiriyoruz.Altınoluk'un suyu malum soğuk, ama bizimkinin umurunda değil.Göktan abisinin peşinden ayrılmıyor.Göktan da tam abi, hayır onu yapmamalısın Alper...bak konuşmam giderim ama...Denizden sonra eve yürürken Göktan abisine tembihler,duş al hemen gel tamam mı??


..
Ertesi sabah doğru Kadırga koyuna.Gidenler kesinlikle katılacaklardır, sanki çocukluğumun plajları gibi,zamanın hep aynı kaldığı,hasır şemsiyeli,insanı kendine getiren bir dingin hava ve süperr bir denize sahip.Bu sefer ilk defa müthiş dalgalar hoş geldiniz diyor.Bizimki dalga sesinden biraz korksa da durur mu girmeden denize.Neyseki öğleden sonra stresini atan deniz duruluyor.Biz de güneş bizi ısıtmayı kesene kadar giriyoruz suya.

..
Son günümüz biraz kararsız başlıyor..Öğleden sonra esiyor kafamıza doğru Ayvalık'a yol alıyoruz.İlk durak Sarımsaklı..denize girdikten sonra batmaya başlıyan güneşi Şeytan sofrasının muhteşem manzarasında seyre dalıyoruz.VE ardından Cunda adasında akşamı sonlandırıyoruz.



..
Ve bir tatilimiz daha sona ererken felekten çaldığımız günler yanımıza kar kalıyor.